27.04.2016

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“TURNA”

 

Hazırlayanlar:

 

Ahsen Kılıç, Berrin Yırtmaç, Büşra Kuzu, Çağatay Pek, Çağla Bade,

Hasan Uğur Güley, Nurselin Naç, Yaşar Keleş

 

2015- 2016 Eğitim Öğretim yılı Güz Dönemi kapsamında açılan Açık Alan Uygulamaları dersinin vize projesinin konusunu, oluşturulma aşamasını ve amacını içerir.

 

Proje kapsamında oluşturulan heykel beş farklı yerde sergilenmek üzere düşünülmüştür. Heykel, uzunluğu veya yüksekliği üç yüz santimetre olan bir turnayı temsil etmektedir.

 

Bu deneyim kolektif bir serüven, kamusal alanda heykelden ne anladığımızın ötesinde, ekip ruhunun ve aynı zamanda okulda her gün karşılaştığımız ya da hiç karşılaşmadığımız herkese sunulacak olan bir projenin 42 günlük kısa öyküsüdür.

 

Turnanın Özellikleri

                                                                                                                                                 

Turna motifinin kendisi Türkiye, Kore, Kuzey Japonya (Auni), Sibirya ve Kuzeydoğu Asya gibi geniş̧ bir alanda görülür. Turnalar bu bölgelerde yaşarlar ve yolculuk yaparlar. Turna, 60-70 yıl kadar yaşar ve kocaman bedeni, uzun boynu ve zarif bacakları ile güzel bir kustur.

Türk kültür coğrafyasında yasayan hayvanlar içerisinde kuşların farklı ve önemli bir yeri vardır. Bunların başında turna gelir. Turnaların en gösterişli davranışlarından biri turna duasıdır. Tek tek ya da grup hâlinde yapılan gösterilerde turnalar kanatlarını yarı açıp hırslı adımlarla birbirinin etrafında dönerler, zaman zaman çok ahenkli bir şekilde havaya sıçrarlar, arada bir boyunlarını yere doğru eğer ve gagalarıyla aldıkları çöpleri havaya fırlatır, sonra tekrar tutarlar. Bu dansları yaparken kanatları daima yarı açıktır.

Çıkardıkları sesler ve güzellikleriyle turnalar, edebiyata, şiire, folklora, türkülere konu olmuştur. Halk şiirinde Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Âşık Veysel gibi ozanlar turnayı, yol gösteren, nazlı yardan haber getiren veya yâre haber götüren bir simge olarak kullanmışlardır.

 

Neden Turna?

2.Dünya Savaşı sırasında kullanılan atom bombasının ardından, radyasyonun etkisiyle lösemi hastalığına yakalanarak yaşamını yitiren binlerce kişiden biri olan küçük Japon kızı Sadako Sasaki’nin iyileşmesi için kâğıttan yapılan 1000 turna kuşundan esinlendiğimiz; Japon tanrılarının, bu kişiyi sağlığına kavuşturacağı inancına dayandığı efsaneden yola çıkan projemiz barışçıl ve demokratik yaşama koşullarına sahip olmaya dair dileklerin gerçekleşmesi umudunu nitelemektedir. Türk kültüründe önemli yeri olan turna kuşunun neslinin tükenmekte olması proje için önemli bir noktayı oluşturmaktadır.

 

Turnalar, sevgide bağlılık, dostlukta sebat ve sadâkat olarak tarif edebileceğimiz vefanın örneklerini teşkil ederler. Âşıklar, umumiyetle realist bir anlayışla içinde yasadıkları coğrafyanın ve manevi iklimin tesirinde analarının sade ve tabiî dili ile söylemiş̧ veya yazmışlardır. Bu şairlerin şiirlerinde konumuzla ilgili hâkim "haber" motifi turnadır. Turnanın haberci olma özelliği genel bir anlayıştır. Herhangi bir sebeple evinden, yurdundan ayrılan insanın yuvasında bıraktığı eşi, anası, babası, sevgilisi veya çocuklarına duyduğu hasret; memlekette kalanların ruhlarında beliren acı ve boşluk, ister istemez bir vasıtadan faydalanma ihtiyacını doğurmuştur.